Lorem quis bibendum auci Lorem gravida nibh vel velit auctor aliquet. Aenean sollicitudin, lorem quis bibendum auci elit consequat ipsutis sem nibh id elit. Duis sed odio sit amet nibh vulputate cursu. Ut enim ad minim veniam.

Follow me on instagram

© 2016 Your Business Name!

Şefkatli Kucak Olduğunuzu Unutmayın

Dr. İpek Kuşçu Özücer / Röportaj  / Şefkatli Kucak Olduğunuzu Unutmayın

Şefkatli Kucak Olduğunuzu Unutmayın

“Çocuklarınızın öğretmeni olmadığınızı, onların en çok ihtiyaç duyduğu şefkatli kucak olduğunuzu unutmayın,” diyen Çocuk ve Ergen Psikiyatristi ile Dr. İpek Kuşçu Özücer ile disleksiyi konuştuk.

Özel öğrenme bozukluğu nedir? Disleksi ile aynı tanı mıdır?

Özel Öğrenme Bozukluğu, standart düzeyde bir eğitim alınmasına ve normal ya da normalin üzerinde bir zekaya sahip olmasına rağmen çocuğun yaşına ve zekasına uygun paralellikte başarı gösteremediği ve en az bir akademik alanda belirgin güçlük yaşadığı nörogelişimsel bir bozukluktur. Bu akademik alanlar okuma, yazılı anlatım ve matematik alanlarıdır.
Disleksi; okuma alanına özgü, harfleri tanıyamama, birleştirememe, harf karıştırma, yanlış, zor ve yavaş okuma, hecelemede başarısızlık gibi belirtileri içeren bir alt türüdür diyebiliriz.
Disgrafi; yazılı anlatımdaki harf karıştırma, imla hataları, dilbilgisi güçlükleri, harfleri ya da sayıları ters yazmayı kapsarken, diskalküli; matematik alanındaki sayı algısı, dört işlem ve sayısal akıl yürütme güçlüklerini kapsar.
Öğrenme bozuklukları, okul çağı dönemindeki 10 çocuktan en az 1’ini etkiler, yani oldukça sık görülen bir durum.

Tanımlamada “Bozukluk” ifadesi neden kullanılıyor? Bu ifade ileride değişebilir mi? Sizin bu konudaki kişisel görüşünüz nedir?

Bu durumu hastalık olarak ele almak doğru olmaz. Özel ve farklı bir durum, nöroçeşitlilik olarak düşünebiliriz, ilerde de isimlendirmede değişiklikler olabilir; fakat şunu gözden kaçırmamak gerekir, kliniğe başvuru yapıldığı aşamada bu farklılık çocuğun/ gencin hayatında artık bir bozulma yaratmıştır. Amacımız da; yaşadığı bu zorlukta ona uygun desteği sunabilmektir, etiket yerleştirmek değildir. Bakış açısı geliştirmek ve yol haritası belirlemek için ‘tanı’ya ihtiyaç duyuyoruz. Bilim böyle işliyor. Yaşanan bu zorlukların nedenini anlamak, sıklığını belirlemek, zorlukların şiddetini azaltmak ve diğer her türlü çalışma için, bu duruma bir isim vermemiz gerekiyor. Nörogelişimsel bozukluklar içerisinde yer alan Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunun ve konuşma bozukluklarının da bu duruma eşlik etme ihtimalinin fazla olması da yine bu bağlamda önemli. Bir de sigorta şirketlerinin özel eğitim ve diğer süreçleri üstlenmesi ve farklı sınav/ ek süre gibi sosyal haklara ulaşabilmesi için de bu şekilde tanımlamalara ihtiyaç duyuluyor.

Özel öğrenme bozukluğu erken tespit edilmez ise kar topu etkisi yaşanabileceğini belirtmişsiniz bir paylaşımınızda. Nedir bu kar topu etkisi?

Erken tanı ve tedavi her sorunda olduğu gibi bu durumda da büyük önem taşır ve bazı uzun dönem etkileri azaltabilir. Tanımlanmadığında ve uygun şekilde desteklenmediğinde çok hafif durumlar haricindeki zorluklar zamanla kendiliğinden azalmaz, tersine yeni sorunlar eklenerek büyür. Çünkü öğrenme, sadece akademik alanda yetkinleşmeyle sınırlı değildir; sosyal, duygusal ve kişilik gelişimini de içeren bir kavramdır. Örneğin; ilkokulda uygun hızda okumayı öğrenemeyen, öğrenmek için çok çaba harcayan, kendini “ne kadar çaba harcasa da” yaşıtlarından geri kalmış hisseden, öğretmen ve ebeveyninden bu yönde daha sık olumsuz geribildirim alan çocuk, daha fazla sinirli olabilir. Öfke kontrolünde ve akran ilişkilerinde artan sorunlar yaşayabilir. Okuldan ve dersten soğuyabilir ve tekrarlayan başarısızlıklar karşısında düşük özgüven, kaygı bozuklukları, depresyon gibi birtakım duygusal problemler gelişebilir. Bu duygusal problemler, ailelerin “yaramazlık” olarak adlandırdıkları davranış problemleriyle de sonuçlanabilir. Benzer şekilde verdiği destekten beklediği geri dönüşü alamayan ebeveyn çaresizlik hissederek daha hatalı yaklaşımlarda bulunabilir. Bu aşamada başvuran çocukların değerlendirmesinde çekirdekte yatan durumun saptanması daha da güçleşebilir.

Çocuğunuzun yaşadığı güçlüğü kabul edin. Yapısal olan bu durum için suçlu- luk hissetmesine neden olabilecek tutumlardan kaçının. Erkenden özel eğitime başlanmasıyla ilgili tereddüt etmeyin.


Disleksi tanısını kim koyabilir? Tani kriterleri nelerdir?

Tanıyı çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanı koyar. Tanı klinik olarak psikiyatrik muayene ile konur. Değerlendirmede, 6 ay ve daha uzun süredir devam eden, yeterli eğitim almasına rağmen öğrenme ve akademik becerileri kullanmada zorluk tanımlanır. Bu, yanlış, zor ve yavaş okuma, okuduğunu anlamama, harf-harf söyleme ya da yazma güçlüğü, dil bilgisi, noktalama hataları gibi yazılı anlatım güçlükleri, sayı algısı, dört işlem hesapları ya da sayısal akıl yürütme güçlükleri olabilir. Tek başına görülebileceği gibi birkaçı
beraber de görülebilir. DSM 5’e göre tanı için, akademik becerilerin kronolojik yaşın gerisinde olduğunu bir standardize test ve klinik muayene ile doğrulanması gerekmektedir. Belirtilerin, okul yıllarında başlamış olması gerekmektedir; ama tanı alacak düzeyde kendini göstermeyebilir. Son olarak bu durumun zeka geriliğinden, görme ya da işitme sorunundan, başka herhangi bir ruhsal ve nörolojik bozukluktan, psikososyal zorluklardan, uygun olmayan eğitimden ya da eğitim dilini bilmemekten kaynaklanmaması gerekmektedir.

Disleksinin zeka ile ilişkisi var mıdır?

Disleksi tanısını zeka geriliği olan çocuklarda koyamıyoruz. Çocuğun zekasının normal ya da yüksek olarak değerlendirmek gerekiyor.

Disleksili bireylerin fiziksel beyin yapısı tipik gelişen akranlarından farklı mıdır?

Evet, özel öğrenme bozukluğu, bilginin algılanması, işlemlenmesi ve ilişkilendirilmesini etkileyen sinir sistemindeki farklılıktan kaynaklanır. Yapısal ve fonksiyonel açıdan bu farklılıkları gösteren çok sayıda bilimsel araştırma mevcut; fakat bunlar günümüzde klasik görüntüleme yöntemleri kullanılarak anlaşılan, klinik tanılamaya yardımcı olacak farklılıklar değil. Araştırma düzeyinde kullanılan, daha ileri seviye görüntüleme yöntemleri.



Çocuğu disleksili olan aileler biberiye yağından, bağırsak temizliğine alternatif tıp yöntemlerine ilgi gösterebiliyor. Dislekside başarısı kanıtlanmış alternatif tıp yöntemleri var mı?


Kanita dayalı tipta etkinliği gösterilen böyle bir yöntem yok.

Disleksili çocukların özel eğitime neden ihtiyaçları var?

Çünkü klasik eğitsel yaklaşımlarla okuma, yazma ve matematik alanında ilerleme sağlayamazlar ya da bunu çok zorlanarak yapabilirler. Öğrenme bozukluğu olan her çocuk aynı özellikleri de taşımaz. Tanısal süreçte yapılan psikoeğitsel değerlendirmelerle zorluk yaşadığı alanlar dikkate alınarak planlanan, özel eğitim uzmanları tarafından uygulanan, özel tekniklerin kullanıldığı bireysel eğitim sürecinden çok daha fazla verim alırlar. Bu çocuklar normal bir okulda eğitimine devam ederken bunun yanı sıra bireysel olarak özel bir eğitime alınır. Uygulanan tedavinin süresi, zorluğun şiddeti, çocuğun öğrenme hızına ve şekline, eşlik eden durumlara göre değişkenlik gösterir.

Çocuk ve Ergen Psikiyatristi özel eğitimin etkisini, çocuğun gelişimini nasıl takip eder?

Çocuğun öğrenmesini etkileyebilecek ve öğrenme bozukluğuna eşlik edebilecek durumları belirler ve tedavi planına eklemeler yapabilir; bu kapsamda, bazen bireysel ya da aile psikoterapisi önerilebilir, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu için ilaç reçete edilebilir, konuşma bozukluğunun eşlik ettiği durumlarda konuşma terapisine yönlendirebilir. Okulla işbirliği yaparak bireysel eğitim programından faydalanması için yönlendirmede bulunur. Özel eğitim uzmanının belli aralıklarla düzenleyeceği eğitsel değerlendirme raporu, çocuğun güncel kliniğinin şiddeti ve işlevselliği göz önünde bulundurularak özel eğitimin verimliliğini değerlendirir. Bazı durumlarda takipte ölçek ya da testlerden faydalanılabilir.

Son olarak, çocuğu disleksi tanısı almış ailelere buradan ne söylemek istersiniz?

Çocuğunuzun yaşadığı güçlüğü kabul edin. Yapısal olan bu durum için suçluluk hissetmesine neden olabilecek tutumlardan kaçının. Erkenden özel eğitime başlanmasıyla ilgili tereddüt etmeyin. Eşlik eden Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu, konuşma bozuklukları, duygusal sorunlar varsa bunlara yönelik tedavilerin eş zamanlı uygulanması özel eğitimden alınan verimi artırır, bu sorunları ikinci plana atmayın. Çocuk psikiyatristi, özel eğitimci ve okul arasındaki işbirliğini destekleyin. Son olarak, çocuklarınıza bu süreçte akademik açıdan destek olurken hassas dengeye dikkat edin, çocuklarınızın öğretmeni olmadığınızı, onların en çok ihtiyaç duyduğu şefkatli kucak olduğunuzu unutmayın. Olumlu taraflarına odaklanmaya, güçlü yanlarını ön plana çıkarmaya, sevdiği ve ilgilendiği alanları keşfederek bu yönde destek vermeye çalışın.

 

Share
No Comments

Leave a Reply